7 Şubat 2011 Pazartesi

TÜRKİYE BEŞERİ ve EKONOMİK COĞRAFYASI

Türkiye'de Nüfus
Ülkemizdeki nüfusun sayısı ve nüfusla ilgili veriler yapılan nüfus sayımları ile elde edilir. Bu sayımlar sonucunda, toplam nüfus, nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre dağılımı, okur yazar oranı, eğitilmiş nüfus durumu, işsiz sayısı, çalışan nüfusun iş kollarına göre dağılımı, köy ve kent nüfus sayıları belirlenir.
Türkiye’de ilk düzenli nüfus sayımı 1927’de, ikinci nüfus sayımı ise 1935’te yapılmıştır. Daha sonra 5 ve 0 ile biten yıllarda nüfus sayımı yinelenmiştir. En son nüfus sayımı 1990’da yapılmış ve daha sonraki sayımların 10 yılda bir yapılması kararlaştırılmıştır.
Türkiye'de Nüfus Sayımları ve Sonuçları
 

  Nüfusla ilgili bilgiler, genellikle nüfus sayımı sonuçlarından elde edilir. Bu sayımlarla nüfusun sayısı, meslek grupları, yaş durumu, eğitim, ailedeki nüfus sayısı, kadın - erkek nüfusu, nüfus artış hızı gibi bilgiler elde edilebilir.
Türkiye'de ilk nüfus sayımı 1927 yılında, en son nüfus sayımı ise, 1997 yılında yapılmıştır.
Yukarıdaki tablo ve grafiklerden çıkarabileceğimiz sonuçlar şunlardır:
• 1927 - 1997 yılları arasında nüfus miktarı ve nüfus yoğunluğu devamlı artmıştır. Bu artış yaklaşık 5 kat olmuştur.
• Nüfus artış hızı 1940 lı yıllarda oldukça azalmıştır. Bu azalmada, İkinci Dünya Savaşı tehlikesi, asker nüfusunun artması, sağlık sorunlarının artması gibi sebepler etkili olmuştur. 1997 yılındaki son sayımda ikinci önemli düşüş görülmüştür. Bu azalmada da, halkın eğitim seviyesinin yükselmesi, kent nüfusunun artması ve halkın bilinçlenmesi gibi faktörlerin etkili olduğu söylenebilir.
• En fazla nüfus artış hızı 1955 - 1960 yılları arasında olmuştur.
Türkiye'de Nüfus Yoğunluğu
1997 yılı nüfus verilerine göre, toplam nüfusun bölgelere dağılımı
1. Marmara 15.936.000
2. iç Anadolu 10.525.000
3. Ege 8.325.000 *
4. Karadeniz 8.284.000
5. Akdeniz 8.109.000 ,
6. D.Anadolu 5.945.000
yoğunluğunun bölgelere dağılımı
1. Marmara 236
2. G. Doğu Anadolu 96
3. Ege 89
4. Akdeniz 66
5. iç Anadolu 64
6. Karadeniz 58
7. D.Anadolu 36
2. Tarımsal Nüfus Yoğunluğu
Bir ülkede veya herhangi bir sahada, tarım ve hayvancılıkla geçinen nüfusun, tarımsal alana bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğuna tarımsal nüfus yoğunluğu denir. Bu yöntem, aritmetik nüfus yoğunluğuna göre, daha gerçekçidir. ...
1950'den 1990 yılına gelinceye kadar tarımsal nüfus yoğunluğunda 18 kişilik bir azalma gerçekleşmiştir. Bunda, tarım alanlarının 15.9 milyon nektardan, 28.7 milyon hektara çıkmasının ve kırsal kesimden kentlere göçün artmasının etkisi olmuştur. 1950'de 5.2 milyon olan kent nüfusu, 1990'da 31.5 milyona çıkarken, kırsal kesimde bu kadar büyük artış olmamıştır.
Türkiye'de tarımsal nüfus yoğunluğu bölge ve iller arasında farklılık gösterir. Bunda yerşekillerinin dağlık ve ovalık olmasıyla, tarımda çalışan nüfusun miktarı etkili olmaktadır.
Genel olarak, tarımsal nüfus yoğunluğu, dağlık alanlarımızda fazla, geniş tarımsal ovalarımızda ise düşüktür.
Bazı ülkelerin ise aritmetik yoğunlukları şu şekildedir:
Çin'in nüfusu Japonya'dan fazla olduğu halde, yüzölçümü de geniş olduğundan nüfus yoğunluğu daha az olmuştur.
Rize, Artvin ve Hakkari gibi kır nüfusunun fazla, buna karşılık tarım topraklarının az olduğu sahalarda, tarımsal nüfus yoğunluğu artmaktadır. Konya, Şanlıurfa ve Edirne gibi geniş tarım alanlarının bulunduğu illerde ise tarımsal nüfus yoğunluğu azalmaktadır.
Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgeleri dağlık olduğundan tarımsal nüfus yoğunluğu artarken, İç Anadolu'da ovalık alanlar fazla olduğundan tarımsal nüfus yoğunluğu azalmaktadır.
3. Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu
Toplam nüfusun, ekili - dikili alanlara bölünmesiyle ortaya çıkan yoğunluğa fizyolojik nüfus yoğunluğu denilmektedir,
4. Nüfusun Eğitim Durumu
6 yaşını bitiren nüfusa, tüm Dünya'da eğitim verilmeye çalışılır. Eğitim okur - yazarlık, ilköğretim, lise ve üniversite olmak üzere sınıflandırılabilir.
Türkiye'de yıllara göre okur - yazarlık oranı şu şekildedir:
Türkiye'de ilköğretimde okuyanların sayısı 10 milyon civarında iken, liselerde ise yaklaşık 2 milyon öğrenci eğitim görmektedir.
1990 yılına göre, faal nüfusun % 55'e yakını ilkokul mezunları, % 7,4'e yakınını okur - yazar, % 5'e yakınını ortaokul ve lise mezunları, % 4'ünü de üniversite mezunları oluşturmaktadır.
Türkiye'de Nüfusun Dağılışı
Türkiye'de, 1997 nüfus sayımına göre, km2 ye düşen ortalama nüfus yoğunluğu 81 kişidir. Ancak, ülkemizdeki coğrafi bölgeler, bölümler ve yöreler arasında nüfus miktarı ve yoğunluğu yönünden önemli farklar bulunmaktadır. 1. Fiziki Faktörler
a. İklim özellikleri: Ülkemizde nüfusun yoğun olduğu yerlerin, genelde kıyı bölgeler olmasında ılıman iklimin büyük etkisi vardır. Kurak ve kışları aşırı soğuk geçen yerlerde nüfus fazla yoğun değildir.
b. Yerşekilleri: Ülkemizde yüksek ve engebeli yerlerde nüfus azdır. Doğu Anadolu Bölgesi, Taşeli platosu, Menteşe yöresi gibi yerler bunlara örnek verilebilir.
c. Toprak özellikleri: Verimli toprakların bulunduğu alanlar (Çukurova, Gediz, B. Menderes) nüfusça kalabalık iken, Tuz Gölü çevresi gibi yerlerde verimsiz topraklar bulunduğundan nüfus çok azdır.
2. Beşeri Faktörler
a. Sanayileşme: Bütün Dünya'da olduğu gibi Türkiye'de de, sanayileşmenin arttığı yerlerde nüfus yoğunluğu artmıştır. İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, Adana ve İzmir buna örnektir.
b. Tarım: Tarımın geliştiği yerler yoğun nüfusludur. Çukurova, Gediz, Bafra ve Çarşamba ovaları çevresi gibi.
c. Yeraltı kaynakları: Madenlerin veya enerji kaynaklarının işletilmesinde yoğun nüfusa ihtiyaç olduğundan, bu alanlarda da nüfus fazladır. Zonguldak, Soma, Elbistan buna örnektir.
d. Turizm: Ülkemizde, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki merkezlerde turizmden dolayı nüfus yoğunlaşmıştır.
e. Ulaşım: Ulaşım yolları kavşağında bulunan illerimizin nüfusu artmıştır. Eskişehir, Ankara, Kayseri, İstanbul gibi illerin gelişmesinde, ulaşım yolları üzerinde bulunmaları da etkili olmuştur.
Bir ülkenin nüfus dağılımında fiziki faktörler daha etkiliyse, o ülke sanayileşmemiştir ve daha çok ta-nm ve hayvancılıkla geçimini temin etmektedir.
Nüfus dağılımında beşeri ve ekonomik faktörler daha çok etkiliyse, o ülke sanayileşmiş ve gelişmiş ülke demektir.

Türkiye'de nüfusun farklı dağılışında etkili olan faktörler şunlardır:

Türkiye Nüfus Dağılım Haritası da;
En kalabalık yerlerin; Trabzon, Samsun, Zonguldak, istanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, İzmir, Aydın, Adana, İçel, Hatay, Ankara ve Gaziantep olduğu görülür.
En seyrek nüfuslu yerlerin; Sinop, Kastamonu, Artvin, Gümüşhane, Kırklareli, Çanakkale, Muğla, Kütahya, Burdur, Sivas, ve Doğu Anadolu'da Elazığ, Malatya dışındaki iller olduğu görülür.
Türkiye'de İç Göçler
Nüfusun cinsiyet durumu
1945 yılındaki sayıma kadar, ülkemizde kadın nüfusunun erkek nüfustan daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu durumda, Kurtuluş Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı tehlikesi etkili olmuştur. Fakat, 1945'ten sonra erkek nüfusu kadın nüfusunu geçmiştir. Şu anda erkek nüfus % 1,2 oranında fazlalık gösterir.
Türkiye'de dışarıdan göç alan İstanbul, Ankara, İzmir gibi merkezlerde erkek nüfus fazla iken, dışarıya göç veren Trabzon, Tokat, Yozgat gibi merkezlerde kadın nüfusu daha fazladır.
2. Aktif Nüfus
Aktif nüfus, çalışan nüfus veya faal nüfus olarak da adlandırılır.
15-64 yaş arasındaki nüfusa çalışma çağındaki nüfus denilmektedir. Bu nüfusun hepsi bir işte çalışmaktadır. Çalışabilecek yaştaki nüfus içinde, çalışan nüfus oranı ne kadar çoksa, işsizlik oranı o kadar azdır. Genellikle, sanayileşmiş ve buna bağlı olarak gelişmiş ülkelerde işsizlik az iken, az gelişmiş ülkelerde işsizlik fazladır.
Türkiye'de nüfusun % 40'ını çocuk, genç ve yaşlı nüfusu oluşturduğundan, aktif nüfus oranı gelişmiş ülkelere göre daha az ve işsizlik oranı daha fazladır.
3. Çalışan nüfusun ekonomik faaliyet kollarına göre dağılımıEkonomik faaliyetler üç büyük gruba ayrılır. Bunlar
• Tarım (Tarım, hayvancılık, ormancılık, vs.)
• Sanayi (Endüstri, madencilik, vs.)
• Hizmet (İnşaat, ticaret, turizm, vs.) sektörleridir.
Az gelişmiş ülkelerde, toplam çalışan nüfusun % 90'a yakını tarımsal nüfus özelliği taşır. Gelişmiş ülkelerde ise tarımsal nüfus % 10 civarındadır. Diğer nüfus, hizmet ve sanayi sektöründe çalışmaktadır.
Tabloya göre, gelişmiş ülkelerde, hizmet ve sanayi söktöründe çalışanların oranı, tarımdan oldukça
fazladır.
Gelişmekte olan ülkelerde, sanayi ve hizmet sektöründe çalışan nüfus, gelişmiş ülkelere göre daha azdır.
Aşağıdaki tabloya baktığımızda, Türkiye'de 1927 yılında nüfusun %90'ı tarım, %10'u sanayi ve hizmet sektöründe çalışmıştır. 1950 - 1960 lı yıllarda tarım sektöründeki nüfus azalmaya başlamıştır. Özellikle 1980 li yıllardan sonra, sanayileşme hızının artmasıyla tarım sektöründeki nüfus % 50'nin altına düşmüştür.
Çalışan nüfusun içindeki tarımsal nüfus oranı azalırken, nüfusun miktarı artmıştır. Çünkü, 1927 de 13 milyon olan nüfus, 1997 de 62 milyonu geçmiştir. Bu durum gözardı edilmektedir.
Türkiye'de çalışan nüfusun yaş ortalaması düşüktür. Çalışan nüfusun bölgelere göre dağılımı incelendiğinde dengesizlik görülür.
Sanayi ve hizmet sektöründeki nüfusun büyük bölümü, Marmara Bölgesi'ndeki Çatalca - Kocaeli ve Güney Marmara bölümlerinde yoğunlaşmıştır.
İzmir, Ankara, Eskişehir, Adana, Mersin, Zonguldak, Ereğli, Karabük, Gaziantep, Kayseri, Denizli, Konya gibi illerde sanayi nüfusu yoğundur.
5. Nüfusun Kırsal - Kentsel Durumu
Türkiye'de nüfusu 10.000'den az olan yerleşmelere kır nüfusu, fazla olan yerleşmelere de kent nüfusu denilmektedir.
Ülkemizde, 1927 -1997 yılları arasında kır ve kent nüfusunda büyük değişmeler olmuştur.
ülkemizde ulaşım yollarının ve sanayi faaliyetlerinin gelişmeye başlaması bunun yanında kırsal nüfusun artmasıyla birlikte kente doğru bir göç olayı başlamıştır.
Kırsal kesimden kente göç olayı, en fazla, 1980 -1985 yılları arasında meydana gelmiş ve 1985 li yıllarda kır ve kent nüfusu az çok dengelenmiştir. En son yapılan 1997 yılındaki sayımda kent nüfusu % 65'e ulaşmıştır. Bu sonuç, ülkemizde sanayi ve hizmet sektöründe çalışan nüfusun arttığını göstermektedir. Aşağıdaki grafikler, Türkiye'nin kentsel ve kırsal nüfus değişimlerini daha iyi ifade etmektedir. Dikkatle inceleyiniz.
Az gelişmiş ülkelerle, gelişmiş ülkelerin nüfus özelliklerinin karşılaştırılması
Az gelişmiş ülkelerde;
• Doğum oranı ve nüfus artış hızı yüksektir.
• Genç nüfusun oranı fazla, yaşlı nüfus oranı
• Nüfus grafiği geniş tabanlı üçgene benzer. Ortalama yaşam süresi azdır.
• Çalışan nüfusun yaş ortalaması düşük, bağımlı nüfus oranı fazladır.
• Tarım sektöründe çalışan nüfus fazla, hizmet ve sanayi sektöründe çalışan nüfus azdır.
• Nüfusun eğitim seviyesi düşüktür.
• Nüfusun yarısından çoğu, kırsal kesimde yaşamaktadır.
• Gelişmiş ülkelerde;
• Doğum oranı ve nüfus artış hızı düşüktür.
• Ortalama yaşam süresi fazladır.
• Genç nüfus oranı az, orta ve yaşlı nüfus fazladır.
• Nüfus grafiği, tabanı dar, orta kesimi şişkin bir üçgene benzer.
• Çalışan nüfusun yaş ortalaması yüksek ve bağımlı nüfus oranı azdır.
• Hizmet ve sanayi sektöründeki çalışan nüfus, tarım sektöründe çalışan nüfustan daha fazladır.
• Nüfusun eğitim seviyesi yüksektir.
• Nüfusun yarısından çoğu, kentte yaşamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder