7 Şubat 2011 Pazartesi

Coğrafya Nedir?

Coğrafya, insanlar ve yer (mekân) ile bunlar arasındaki ilişkiyi inceleyen bilimdir. Yani yer ve insanlar arasındaki ilişkiler coğrafyanın konusunu oluşturur. Coğrafya sadece yerlerin isimlerini ezberleme ve bunların dünya üzerinde nerede olduklarını gösterme değildir. Coğrafya, öğrencilerin çevrelerinde olanları anlamalarına ve insanın çevre ile etkileşimi hakkında bir anlayış geliştirmelerine yardımcı olur. Yerlerin isimlerini, lokasyonlarını ve özelliklerini bilmek, coğrafyanın temelini oluşturan unsurlardır. Bu da çok büyük ve oldukça büyüleyici öğrenme alanının bir parçasıdır.
Gregg ve Leinhardt (1994), coğrafyayı 4 özellikle karakterize edilen bir disiplin olarak tanımlamaktadırlar. Birincisi bir yere eşsiz bir karakter kazandıran, yeryüzü üzerindeki özelliklerin dağılımıdır (Örn: dağlar, nehirler, denizler vb.). İkincisi, bazı şeylerin oldukları yerlerde ve zamanda neden ve nasıl meydana geldiğini anlamaktır (Örn: Volkanlar gibi). Üçüncüsü, meydana gelen olayların, diğer olaylarla ilgisi ve bağlantısıdır (Örn: Yağmur ormanlarının tahribi). Sonuncusu, coğrafyanın haritalar ile bilgilerin ve fikirlerin iletişimini sağlamasıdır. Bu dört özellik birbiri ile çok çeşitli yollardan etkileşim içindedir. Bunlardan ilk üçü coğrafyanın temel prensipleridir. Sonuncusu ise coğrafî araştırmalar sonucu elde edilen bilgilerin ifadesidir.
Coğrafyanın bu değişik yönleri arasındaki etkileşim, onu tanımlama amaçlı olarak kesin çizgilerle bölünmesini zorlaştırır. Coğrafi beceriler, yerler (mekanlar), fizikî, beşerî ve çevre coğrafyası biçiminde bir bölümleme, bunlardan bir veya iki alanın coğrafya eğitiminin çeşitli basamaklarında yer alması; öğrencinin çeşitli alanlar arasındaki ilişkiyi anlamasının engellenmesi şeklinde bir sonuç doğurabilir.
Coğrafya, bazı yeteneklerin gelişimini ve kavramların anlaşılmasını içerir. Bu kavram ve yetenekler ise fizikî çevre (ortam), beşerî çevre ve bunlar arasındaki ilişki ile ilgilidir. Coğrafya sorgulanan ve araştırılabilen konuları içerir. Coğrafya öğretilirken, beşeri ve fiziki ortam ve bunların etkileşimiyle ilgili konulara dayalı sorular sorulur. Bu sorulara, anahtar coğrafî sorular denir. Coğrafyanın öğrenilmesinde bu anahtar soruların bilinmesi gerekir. Temel coğrafi kavramları içeren her soru, coğrafyada anahtar soru demektir. Dolayısıyla coğrafya konularının her birinin çok sayıda anahtar sorusu olabilir. Bu çalışmada, ilköğretim ve ortaöğretim coğrafya konuları işlenirken, çocukta coğrafya bilincini oluşturacak olan anahtar soru ve kavramlar üzerinde durulmaktadır.
Foley-Janikoun (1996) ilköğretim seviyesinde anahtar soruların şunlar olduğunu belirtmektedirler.
  1. Bu yer nerededir?
  2. Bu yer neye benzemektedir? Ne gibidir?
  3. Bu yer niçin böyledir? Neden bu şekli almıştır?
  4. Bu yer diğer yerlerle nasıl bir bağlantı içindedir?
  5. Bu yer nasıl değişmektedir?
  6. Bu yerde yaşamak (olmak) neye benzemektedir?
  7. Bir başka yere bu yer nasıl benzemekte veya nasıl farklılaşmaktadır?
Tablo 1: Anahtar coğrafî sorular ile coğrafî kavramlar arasındaki ilişki.

Soru 1: Bu yer nerededir?
Soru 2: Bu yer neye benzemektedir?
Bu iki soru lokasyon ve yer kavramlarının gelişiminde yardımcı olur. Mekansal dokunun anlaşılmasında çok önemli yeri olan dağılışın ortaya konulmasını mümkün kılar. Ayrıca çocuklarda bu yerin dağ, ova vb. şekillerden hangisine benzediği hakkında fikir verir.
Soru 3: Bu yer niçin böyledir?
Bu da sahanın yapısı ve sahada etkili olan süreçlerin anlaşılmasında yardımcı olur.
Soru 4: Neden bu şekli almıştır?
Bu soru ilişkili olan lokasyonların tanımlanmasında ve sahaya ait özelliklerin oluşumunun bilinmesine yardımcı olur.
Soru 5: Bu yer diğer yerlerle nasıl bir bağlantı içindedir?
Bu soru sistemlerde, süreçlerde, kalıplarda meydana gelen değişikliklerin tanımlanmasında yardımcı olur. Ayrıca, tartışılabilecek farklı konuların ortaya çıkmasına yardımcı olur.
Soru 6: Bu yer nasıl değişmektedir?
Yer kavramının gelişimini sağlar. Değerler ve yaklaşımlar üzerinde düşünme yeteneğinin gelişimine yardımcı olur. Karşılaştırma yoluyla, yer ve lokasyon kavramlarının gelişimini, dolayısıyla bölge kavramının gelişimini sağlar.
Soru 7: Bu yerde yaşamak (bulunmak) nasıldır?
Bu yerle başka bir yer arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar vardır. Aynı zamanda benzerlik ve farklılık kavramlarının da gelişimine yardımcı olur.

   Coğrafyayı öğrenmek ve öğretmek için sürekli bu anahtar soruları, bilmek ve akılda tutmak yararlı olacaktır. Bu soruları herhangi bir yer veya konu hakkında öğrencilere sormak, o yerin ve konuların öğrenilmesini sağlar. Örneğin, bir dağ, bir vadi, bir köy, bir ülke veya doğal bir bölge ile ilgili olarak sorular sorulur.
Yukarıda verilen anahtar sorularla yapılan coğrafya çalışması yerlerin, sistemlerin, süreçlerin anlaşılmasına yardımcı olur. Bu yaklaşım, anahtar coğrafî kavramların gelişmesi içinde bir bilgi çerçevesi oluşturur.
Coğrafi sorularla, coğrafi kavramlar genellikle iç içe girmiştir. Çoğu zaman her soru en az bir coğrafî kavram içerir. Örneğin:
  • Bu yerleşmelere neden şimdi bulundukları mekanlarda yerleşilmiştir? şeklinde bir coğrafi soru yerleşim ve yerleşme gibi iki coğrafi kavramı içermektedir.
  • Yerleşmelerin dağılımında İngiltere, Türkiye, Kanada ve Japonya gibi ülkeler arasında bir benzerlik var mı?
  • Bu yerleşmeler arasında nasıl bir ilişki var?
  • Yerleşmelerin dağılımı zamanla değişime uğramış mı?
  • Yeni bir yerleşme kurulmuş mu?
  • Kurulmamış ve kurulması gerekiyorsa nerede kurulmalı?
  • Şehre göre kasabada daha mı farklı bir arazi kullanımı vardır?
  • Yerleşmelerin şekilleri ve yoğunlukları niçin ülkeden ülkeye değişmektedir?
  • Şehirler içinde hangi bölgeler vardır?
  • Bazı bölgelere diğerlerine göre daha mı kolay ulaşılmaktadır? Neden?
gibi daha pek çok birbiriyle bağlantılı ve çeşitli coğrafi kavramlar içeren soruyu arka arkaya sorabiliriz. Yukarıda da belirtildiği gibi, önemli temel coğrafi kavramları içeren her soru coğrafyada anahtar soru demektir. Dolayısıyla, ünitelerin anlaşılmasını ve genellemeleri kolaylaştırıcı bir dizi alt soru başlıkları da oluşturmak mümkündür. Bu alt sorular anahtar soruların daha iyi bir şekilde yapılandırılmasına yardımcı olur. Örneğin, yerleşme nedir? anahtar sorusu;
  • İnsanlar kendi yerleşmeleri ile ilgili olarak neleri sevmektedirler?
  • Yerleşmeleri büyüklüklerine, fonksiyonlarına, popülerliklerine göre sınıflandırmak bir kolaylık sağlamakta mıdır?
  • Ne gibi kolaylıklar sağlamaktadır?
gibi daha da çoğaltılabilecek alt sorular içermektedir. Anahtar sorular ve alt sorular öğrencinin tanımlama, tasvir etme, sınıflandırma, analiz ve sentez yapma becerilerini geliştirir.Anahtar sorular aynı zamanda coğrafya öğretiminde dersin amaçlarını belirlemeye de yarar. Yani anahtar sorular dersin konusu ile ilgili olarak hazırlandığında, o dersin akışını ve araştırmanın yönünü belirler. Bernard Cox’a göre coğrafi bir araştırma için anahtar sorular öz olarak şu şekilde sıralanabilir:
* Yerleşilen yer neresidir?
* Neden orada yerleşilmiştir?
* Bu mekana yerleşmenin sonuçları ne olmuştur?
* Daha farklı yerleşme alternatifleri neler olabilirdi veya olabilir? 
Tablo 2: Anahtar sorular anahtar kavramların gelişimini sağlar.

Sorular
Anahtar Kavramlar
Alt Kavramlar
1. Bu yer nerededir?
Lokasyon
İlişkili lokasyon
Başka yerlerle ilişkili bu yer nerededir? Bu şekilde her hangi bir yerin özel konumu da verilmiş olur.
2. Bu yer neye benzemektedir?
Sahaya ait şekiller
Lokasyon
Yer yüzünde (fiziksel görüntü) bazı özelliklerden dolayı oluşmuş şekiller. İnsan etkisiyle oluşan özelliklere bağlı şekiller. Bu iki tarz özelliğin dağılımı.
3. Bu yer niçin böyledir?
Neden bu şekli almıştır?
Sahaya ait şekiller
Süreç
Sistemler ve Lokasyon
Sahada etkili olan süreçlerle ilgili girdiler - çıktılar, birbiriyle etkileşimler, yönler.
4. Bu yer diğer yerlerle nasıl bir bağlantı içindedir?
Lokasyonlar
Sistemler
Şekiller
Konum, ilişkili lokasyon, şebekeler (ağlar).
5. Bu yer nasıl değişmektedir?
Süreç
Sistemler
Zamana bağlı değişimler, gelişme, şehirsel, kırsal döngüler (taş, toprak, hava, su), etkileşimler.
6. Bu yerde yaşamak neye benzemektedir?
Yer ve çevre
Değerleri, yaklaşımları, inançları konular içerisinde anlamaya yönlendirir.
7. Bu yerle başka bir yer arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar vardır? (Bu soru konuyu genişletir ve diğer soruları da kapsar)
Benzerlik ve farklılık
Yukarıdaki altı soruya dayanarak, iki veya daha fazla yerle ilgili karşılaştırmalar yapılır

SANAYİ

Hammaddenin mamül ve yarı mamül duruma getirilmesi faaliyetlerine üretim, üretim tekniğine de sanayi ya da endüstri denir.
SANAYİNİN KURULMASI İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR
1. Hammadde
Sanayide üretim yapılabilmesi için hammaddenin olması gerekmektedir. Ülkemizde hammadde kaynakları ile sanayi kuruluşları arasında son derece sıkı bir ilişki mevcuttur.
Örneğin, unlu gıda sanayii İç Anadolu’da, dokuma sanayii Adana, İzmir, Denizli çevresinde, zeytin yağı sanayii Ege kıyılarında, boya, plastik ve lastik fabrikaları rafineri kenarlarında yaygınlık göstermektedir.
2. Sermaye
Sanayi tesisleri büyük sermayelerle kurulmaktadır. Bu nedenle, sermayenin, yani paranın biriktiği veya fazla olduğu bölgelerde sanayinin kuruluşu daha kolay olmaktadır.
Sermaye birikimi fazla olduğundan Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde sanayi yatırımları daha fazladır. Türkiye’de sanayinin gelişmesinde en büyük etken sermayedir. Sermayemiz yeterli olmadığından, ülkemizde yabancı sermayenin girmesi için kolaylıklar sağlanmaktadır.
3. Enerji
Fabrikaların çalışması için enerji gerekmektedir. Bunun için, taşkömürü, petrol, linyit gibi kaynaklardan yararlanılır. Ülkemizde petrol, taşkömürü, doğal gaz gibi enerji kaynaklarının çoğu dışarıdan temin edildiğinden önemli bir döviz çıktısına neden olmakta, bu durum sanayileşme hızını azaltmaktadır.
4. İş Gücü ve Teknik Eleman
Sanayi tesislerinin çalışması ve üretimin artması yönünden iç gücüne ihtiyaç vardır.
Ülkemizde iş gücü ihtiyacı rahatlıkla karşılanabilmekte, hatta dış ülkelere bile gönderilmektedir. Fakat, ülkemizde bazı sanayi kollarında teknik eleman henüz tam olarak yeterli değildir.
5. Ulaşım
Sanayinin ihtiyacı olan hammadde ve mamül maddenin taşınması faaliyetlerine ulaşım denir. Hammaddenin fabrikalara taşınması ve üretildikten sonra pazarlara taşınması yaygın ulaşım ağıyla mümkündür. Ülkemizde, sanayi tesisleri, genelde önemli ulaşım yolları kenarlarında ve limanlara yakın yerlere kurulmuştur. İstanbul, İzmir, Mersin, Adana gibi merkezlerin çok gelişmesi ulaşımla çok yakından ilişkilidir.
6. Pazar
Üretilen her türlü sanayi ürününün satılması gereklidir. Bu bakımdan sanayi tesislerinin kurulmasında diğer etkenlerin yanında nüfusun kalabalık olduğu, tüketimin fazla olduğu sahalar tercih edilmektedir. Örneğin, batı bölgelerinde nüfus fazla olduğundan ürünlerin pazarlanması kolay olurken doğu bölgelerinde nüfus az olduğundan ürünlerin pazarlanması zor olur. Bu durum sanayi tesislerinin buralarda kurulmasını zorlaştırmaktadır.
7. Yüzey Şekilleri
Sanayi tesisleri, genelde düz sahalarda daha kolay kurulabilmektedir. Dağlık ve engebeli yerlerde sanayinin kurulması zordur.
TÜRKİYE’DEKİ SANAYİ KOLLARI
1. Besin Sanayii
Hammaddesi tarımsal ve hayvansal ürünlerden oluşan sanayi dalıdır.
Ülkemizde tarım ve hayvancılık geliştiğinden ve nüfus fazla olduğundan besin sanayii oldukça gelişmiştir. Kuruluş yerleri genelde hammaddenin fazla olduğu yerlerde veya büyük şehirlerin kenarlarında toplanmıştır.
Şeker fabrikaları: İlk defa 1926 yılında kurulmuştur. Şekerpancarı kıyı kesimler hariç her yerde yetişir. Hemen işlenmesi gerektiğinden fabrikaları üretim alanları yakınında kurulmuştur. Şu anda ülkemizde 30'a yakın şeker fabrikası bulunmaktadır.
Çay fabrikaları: Trabzon - Rize arasındaki bölgede bulunmaktadır.
Un fabrikaları: Buğday, Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz kıyıları dışında her yerde yetiştirilir. Aynı zamanda halkın temel besin maddesidir. Bu nedenle un fabrikaları her bölgeye dağılmıştır.
Makarna ve bisküvi fabrikaları daha çok İç Anadolu’da yoğunlaşmıştır.
Zeytin yağı fabrikaları: Ege ve Güney Marmara’da yoğun olarak görülür. Özellikle Edremit, Ayvalık, Burhaniye, Aydın, İzmir çevresinde yoğunlaşmıştır.Ayçiçek yağı fabrikaları: Trakya’da yoğun olmakla birlikte, İç Anadolu, Ege ve Güneydoğu Anadolu’da da görülür. Soya ve mısırdan ise Akdeniz Bölgesi’nde yağ elde edilir.
Tütün fabrikaları: İstanbul, İzmir, Samsun, Tokat, Malatya, Adana ve Bitlis’de bulunmaktadır.
İspirtolu içki ve şarap fabrikaları: İstanbul, Yozgat, Diyarbakır, Tekirdağ, İzmir, Ankara, Kırşehir, Gazi Antep, Elazığ gibi merkezlerde rakı, bira ve şarap fabrikaları bulunmaktadır.
Konserve ve salça fabrikaları: Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinin kıyı kesimlerinde yaygındır.
Süt ürünleri fabrikaları: İzmir, Balıkesir, Edirne, Erzurum, Elazığ, Kars, İstanbul, Trabzon ve Bursa çevresinde yer alırlar.
2. Dokuma, Tekstil ve Deri Sanayii
Dokuma ve giyim, Türkiye’de en gelişmiş ve üretimin önemli bir kısmının ihraç edildiği bir sanayi koludur. Gelişmiş ülkelerle rekabet edilebilmekte ve onların pazarlarına dahi girebilmektedir. Böylece ülkemize çok fazla döviz girdisi sağlanmaktadır.
Pamuk ipliği ve pamuklu dokuma: Adana, Antalya, K. Maraş, Tarsus, Nazilli, Denizli, Manisa ve İzmir
Yün ipliği ve yünlü kumaş: Hereke
Suni ipek ve kumaş: İstanbul ve Bursa
Tabii ipek ve kumaş: Gemlik ve Bursa
Hazır giyim sanayii: İstanbul, Bursa ve İzmir
Halıcılık: Isparta, Uşak, Gördes ve Kayseri
Deri ve kösele işleme: İstanbul, İzmir, Bolu, Gerede ve Uşak
3. Maden Sanayii (Metalurji Sanayii)
Demir - çelik fabrikaları: Karabük, Ereğli, İskenderun, Kırıkkale, Sivas ve İzmir’de bulunmaktadır.
Alüminyum fabrikaları: Seydişehir’de bulunmaktadır.
Bakır işleme fabrikaları: Samsun ve Artvin (Murgul) de bulunmaktadır.
Kurşun ve çinko fabrikaları: Elazığ ve Kayseri’de bulunmaktadır.
Krom işleme fabrikaları: Menteşe Yöresi’ndeki krom madeni Antalya’da, Elazığ ve çevresindeki kromlar da Guleman’daki fabrikalarda işlenmektedir.
4. Makine Sanayii
Türkiye otomotiv sanayiinde son yıllarda yabancı marka otomobillerin de fabrikalarının kurulmasıyla üretimde artış meydana getirmiştir. Bursa, İstanbul, İzmir, İzmit, Adapazarı, Konya, Adana gibi merkezlerde otomobil, kamyon ve otobüs fabrikaları bulunmaktadır.
Eskişehir ve Adapazarı’nda lokomotif ve vagon fabrikaları, Ankara - Mürted’de uçak fabrikası, İstanbul, Tuzla, Pendik, Gölcük ve İzmir’de gemi tersaneleri bulunmaktadır.
5. Kimya Sanayii
Petrokimya: Batman, İzmit, Mersin, İzmir ve Kırıkkale’de petrol rafinerileri bulunmaktadır.
İlaç fabrikaları: İstanbul, İzmir, Ankara, Adapazarı çevresinde yoğunlaşmıştır. 130 civarında ilaç fabrikamız bulunmaktadır.
Lâstik fabrikaları: İzmit, Adapazarı ve Kırşehir’de bulunmaktadır.
Gübre fabrikaları: Mersin, Bandırma, Elazığ, Kütahya, Tekirdağ ve İskenderun’da bulunmaktadır. Ülkemizdeki gübre üretimi yeterli değildir.
6. Orman Ürünleri Sanayii
Ağaç malzemeden üretilen tüm malzemeler orman ürünleri endüstrisine girer. Karadeniz Bölgesi’nde hammadde fazla bulunduğundan burada gelişmiştir.
Başlıca kereste fabrikaları Düzce, Bartın, Ayancık, Rize, Ordu, Ardeşen, Burdur, Antalya ve Isparta’da bulunur.
Mobilya Sanayii: Adapazarı, Ankara, İnegöl, İstanbul, İzmir ve Kayseri’de gelişmiştir. Türkiye mobilya ürünlerini ihraç edebilmektedir.
Kâğıt fabrikaları: İzmit, Balıkesir, Giresun, Zonguldak, Taşucu, Dalaman, Bolvadin, Bartın ve Denizli çevresinde bulunur.
7. Çimento, Cam, Seramik Sanayii
Bu sanayi koluna taşa, toprağa bağlı sanayi kolu da denilmektedir.
Çimento fabrikaları: Hammaddesi kolay temin edilir. Her bölgede inşaat sanayiinde kullanılır. Ayrıca ulaşım masrafları maliyeti artırır. Bu nedenle çimento fabrikaları Türkiye’nin her bölgesine dağılmıştır. İstanbul, İzmit, Adana, İzmir, Elazığ, Mersin, Yozgat, Denizli, Adıyaman, Ordu gibi merkezler bunlardan bazılarıdır.
Cam fabrikaları: İstanbul, Denizli, Mersin, Kırklareli ve Sinop’ta cam fabrikaları bulunmaktadır. Ülkemiz cam ürünleri üretiminde ve ihracatında Dünya’da sayılı ülkeler arasındadır.
Seramik fabrikaları: Çanakkale, Bilecik, Kütahya, İstanbul ve İzmir’de bulunmaktadır. Üretimin bir kısmı yurt dışına ihraç edilir.

ORMANCILIK

HAYVANCILIK

Tarımın bir kolu olan hayvancılık ; ekonomik değeri olan hayvanların yetiştirilmesi, çeşitli şekillerde yararlanılması ve pazarlanması olayıdır. Kırsal kesimlerde hayvancılık tarımın sigortası durumundadır. İklimdeki karasızlıkların tarımı olumsuz yönde etkilemesinden dolayı. Tarım hayvancılık birbirini destekler. Örnek : Şeker fabrikaları çevresinde besi hayvancılığının gelişmesi.
Doğu Anadolu Bölgesinde iklim ve yer şekillerinin tarımsal faaliyetleri olumsuz etkilemesinden dolayı bölgede birinci ekonomik faaliyet hayvancılıktır.
Türkiye hayvan varlığı fazla olan bir ülkedir. Ancak hayvanlarımızın et, süt, yumurta, yapağı verimleri düşüktür.
HAYVANCILIĞIMIZI GELİŞTİRMEK İÇİN;
Hayvan Soyları İyileştirilmeli (Islah edilmeli)
Yerli ırklar et-süt verimi yüksek olan ırklarla melezleştirilmeli veya iyi cins hayvan ithal ederek sayısını artırmalıyız. İyi cins hayvan yetiştirmek amacıyla Cumhuriyetin ilk yıllarında çalışmalar başlatılmıştır. İyi cins hayvan yetiştiren çiftliklere hara denir. Örnek : Bursa-Karacabey, Eskişehir-Çifteler.  
Mera Hayvancılığı Yerine Ahır Hayvancılığı Geliştirilmeli
Mera hayvancılığı otlaklarda yapılan hayvancılık şeklidir. Masrafsızdır. Ancak verim düşüktür. Bundan dolayı yem kullanımı fazla olan , fakat verimi yüksek olan ahır hayvancılığına önem verilmelidir.
Otlaklar Korunmalı
Otlaklarımız tarımda makinalaşma ile sürekli olarak daralmaktadır. Ayrıca otlaklarda aşırı otlatma sonucu otlaklar bozulmaktadır. Bu olumsuzluklar sonucunda hayvanlarımız yeterince beslenememektedir. Hayvancılığı geliştirmek için bu olumsuz durumlar önlenmeli.
Yem üretimi artırılmalı.
Erken kesim önlenmeli (süt kuzu-süt dana)
Salgın hastalıklarla mücadele edilmeli
Çiftçi eğitilmeli ve kredi desteği sağlanmalı.
*** Türkiye’de genelde mera hayvancılığı gelişmiştir. Bundan dolayı hayvancılımızın coğrafi dağılışında daha çok iklim etkilidir. Ayrıca et ve süt üretimi de iklimin etkisi altındadır.
HAYVANCILIĞIMIZIN COĞRAFİ DAĞILIŞI:
BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK: (Sığır, at, eşek, katır, deve)
İNEK
Büyük baş hayvanlar içinde en fazla sığır(inek, öküz ,dana, manda) yetiştiriciliği vardır. Sığırlar içinde de en fazla inek yetiştirilmektedir. Bütün bölgelerimizde inek yetiştiriciliği vardır.  Ama en fazla Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi ile Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum-Kars Bölümünde gelişmiştir. Karadeniz Bölgesinde gelişmesi yağışların fazla olmasından dolayı çayırların fazla olmasıdır. Erzurum-Kars bölümünde gelişmesi yaz yağışlarıyla oluşan gür ot ve çayırlıklardır. İnek yetiştiriciliği ayrıca şeker fabrikaları çevresinde de gelişmiştir. Ş.Pancarı küspesinin hayvan yemi olarak kullanılmasından dolayı.
MANDA
Bol sulu bataklık ve göl kenarlarında beslenir. Yurdumuzda başta Karadeniz Bölgesi kıyı kesimi olmak üzere G.Marmara Bölümünde yetiştiriciliği yaygındır. Et kalitesi düşük olduğundan yetiştiriciliği fazla gelişmemiştir.  
***Büyükbaş hayvancılık Doğu Bölgelerimizde mera hayancılığı şeklinde iken Batı Bölgelerimizde ahır hayvancılığı şeklindedir 

KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK
 KOYUN
Bozkırların hayvanıdır. Hafif dalgalı düzlüklerde iyi yetişir. Türkiye’nin iklim şartları genelde koyun yetiştiriciliğine elverişlidir. Düşük sıcaklık sebebiyle Doğu Anadolu Bölgesinin doğusunda yetiştiriciliği gelişmemiştir. Ayrıca Doğu Karadeniz Bölümünün kıyı kesiminde yüksek nem ve gür çayırlardan dolayı koyun yetiştirilmez. En fazla koyun yetiştiren bölgemiz İç Anadolu’dur. Bozkırların geniş alan kaplamasından dolayı. Doğu Anadolu Bölgesi (batısı) ve G.Doğu Anadolu Bölgeleri  de koyun yetiştiriciliği gelişmiştir.  
Koyun Türleri:
Kıvırcık: Soğuğa dayanıklı değildir. Et verimi yüksektir. Marmara ve Ege Bölgelerinde yetiştirilir.
Dağlıç: Ege ve İç Batı Anadolu’da yetiştirilir.
Karaman: Ege, İç, Doğu ve G.Doğu Anadolu Bölgelerinde yetiştirilir.
Sakız ve Merinos: G.Marmara Bölümünde yetiştirilir. Merinos yünü için yetiştirilmektedir.
KIL KEÇİSİ
Dağlık bölgelerin hayvanıdır. Ağaçların filizlerini yemek suretiyle beslenir. Ormanlara zarar verdiği için sayılarının azaltılması yoluna gidilmektedir. En fazla Akdeniz Bölgesi ile Doğu Anadolu Bölgelerinde yetiştirilir.
TİFTİK KEÇİSİ (Ankara Keçisi)
Tiftiği için yetiştirilmektedir. Yurdumuzda Ankara- Konya çevresi ile G.Doğu Anadolu Bölgesinde Siirt çevresinde yetiştirilmektedir.  
***Sağılan  ve kesilen hayvan sayısı az; üretilen süt ve et miktarı fazla ise orada Büyük baş hayvancılık (inek yetiştiriciliği) gelişmiştir. Sağılan ve kesilen hayvan sayısı fazla iken ; üretilen et ve süt miktarı az ise Küçük baş hayvancılık gelişmiştir( Koyun yetişitiriciliği). 
KÜMES HAYVANCILIĞI ( Tavuk , horoz, hindi, kaz, ördek,devekuşu)
Kümes hayvanları içinde en fazla yetiştirilen tavuktur. Kümes hayvancılığı bütün bölgelerimizde yapılabilmektedir. Ama en fazla Marmara ve Ege Bölgelerinde gelişmiştir. İstanbul, İzmir, Manisa, Balıkesir, Ankara gibi büyük kentler çevresinde gelişmiştir.

             ARICILIK
Bal, bal mumu, polen ,arı sütü elde etmek için arıcılık bütün bölgelerimizde yapılabilmektedir. En fazla Ege ve Doğu Anadolu Bölgelerinde gelişmiştir. Muğla, Manisa,İzmir, Balıkesir,Çanakkale,  Ağrı, Erzurum, Hakkari, Rize (Anzer yöresinin balları çok ünlüdür.) ,Artvin , Ordu önemli bal üretim merkezlerimizdir.
Türkiye değişik iklim bölgeleri ve coğrafyasından dolayı çok zengin ve çeşitli arı florasına sahiptir. Bu özelliği nedeni ile Çin, ABD ve Meksika'dan sonra koloni varlığı açısından 3.5 milyon adet koloni ile dünyada 4. sırada yer almaktadır. Türkiye'nin toplam bal üretimi 65.000 tondur. Bunun 4.000 - 8.000 tonu dış satıma gitmektedir. Halen 38.000 aile arıcılık yaparak, bal ve diğer arı ürünlerini üretmektedir. Bu ailelerin 10.000 adedi geçimini sadece arıcılıktan sağlamakta, diğer 28.000 aile ise yan gelir olarak arı ürünleri üretmektedir.
Ancak ülkede koloni başına ortalama bal verimi 15 - 17 kg civarında olup, arıcılıkta gelişmiş ülkelerdeki verimin 1 / 3' ü kadardır.
İPEK BÖCEKÇİLİĞİ
İpek böceği yetiştirme ve kozasından ipek elde etme faaliyetidir.Dut yaprağı yemek suretiyle beslenir. En fazla G.Marmara’da gelişmiştir. Bursa, Balıkesir, Bilecik çevresinde çok gelişmiştir. İpekli dokumada ise Bursa-Gemlik-İstanbul gelişmiştir.
BALIKÇILIK
                Alabalık Çiftliği

Yurdumuzun etrafı denizlerle çevrili, birçok akarsu ve tatlı su gölümüz olmasına rağmen balıkçılık gelişmemiştir.
Balıkçılığın Gelişmemesinin Sebepleri:
Denizlerimizin balık bakımından zengin olmaması.
Açık deniz (Okyanus) balıkçılığının yapılmayışı.
Taşıma ve depolama imkanlarının yetersizliği.
Zararlı avlanma yöntemlerinin uygulanması (dinamit patlatma, trol avcılığı gibi)
Denizlerimizdeki kirlenmenin önlenememesi.
Türkiye’de Balık Üretiminin Denizlere Göre Dağılışı:
1.      Karadeniz % 67
2.      Ege Denizi % 13
3.      Marmara Denizi % 11
4.      Akdeniz % 9
***Bodrum kıyılarında sünger avcılığı gelişmiştir.
***Japonya ve Norveç’te balıkçılık çok gelişmiştir. Sebepleri : Okyanus akıntılarının karşılaşım alanında olması, iklim ve yer şekillerinin tarımı olumsuz yönde etkilemesidir

TARIM ÜRÜNLERİ

BUĞDAY
İlk yetişme döneminde (ilkbaharda) yağış ister. Olgunlaşma ve hasat döneminde kuraklık gerekir.Bu özelliğinden dolayı Karadeniz kıyılarında tarımı yapılamaz. Ayrıca düşük sıcaklılardan dolayı Doğu  Anadolu Bölgesinin yüksek yerlerinde tarımı yapılamaz. Bunların dışında bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir.
Buğday üretimi iklimdeki karasızlıktan dolayı bazı yıllar artarken, bazı yıllar düşer. Üretimin en fazla olduğu bölgemiz İç Anadolu Bölgesidir.  İl olarak en fazla Konya,Ankara ve Adana’dır
ARPA
Soğuğa ve sıcağa dayanıklıdır. Bundan dolayı buğdayın yetişebildiği her yerde yetişir. Ayrıca düşük sıcaklıktan dolayı buğdayın yetişemediği Doğu Anadolu’nun yüksek yerlerinde de tarımı yapılabilir. Üretim en fazla İç Anadolu Bölgesinde gerçekleşir.
MISIR

Yetişme döneminde bol su ister. Bundan dolayı yurdumuzda sulama imkanı olan bütün her yerde tarımı yapılabilir. Yağ elde edilmeye başlandıktan sonra tarımı Akdeniz Bölgesinde hızla gelişmiştir. Bugün mısır üretimimizin yarısına yakını Akdeniz Bölgesinden elde edilir (Adana çevresi başta gelir). Üretimde 2. bölge Karadeniz Bölgesidir (Buğdayın yerine tarımı yapılmaktadır.) Bölge halkının temel besin maddesi olduğundan ticarette değeri yoktur.
ÇELTİK (PİRİNÇ)
Çeltik ilk çimlenme döneminde bol su ister. Hasat döneminde kuraklık gerekir. Yurdumuzun sıcaklık şartları çeltik tarımına elverişlidir. Fakat su sorunu vardır. Bu sebeple tarımı akarsu kenarlarında gelişmiştir. Çeltik tarım alanlarında sivrisinek çok geliştiğinden ekim alanları devletin kontrolündedir (yerleşim birimleri çevresinde tarımına müsaade edilmemektedir.
Üretimde en büyük paya sahip bölgemiz Marmara Bölgesidir. Başta Edirne ilimiz gelmektedir. Ayrıca Balıkesir , Çanakkale ve Bursa çevrelerinde de tarımı yapılır.
Üretimde ikinci bölge Karadeniz Bölgesidir. Başta Samsun  olmak üzere, Çorum, Sinop, Kastamonu çevresinde  tarımı gelişmiştir.
Akdeniz bölgesinde Silifke ve Amik ovaları önemli çeltik ekim alanıdır.
Üretimimiz yeterli olmadığından ithal etmekteyiz.
ÇAVDAR
Serin yayla iklimi ister.  Yem sanayisinde kullanılır. En fazla tarımı İç Anadolu Bölgesinde gelişmiştir.

BAKLAGİLLER
NOHUT
İlk yetişme döneminde yağış ister. Hasat döneminde kuraklık gerekir. Yurdumuz iklim şartları   genelde nohut tarımına elverişlidir. En fazla tarımı İç Anadolu Bölgesinde yapılmaktadır.
 Bu bölgemizi Akdeniz ve Ege Bölgeleri takip etmektedir.
MERCİMEK
Kuraklığa dayanıklı olduğu için en fazla tarımı G. Doğu Anadolu Bölgesinde gelişmiştir. Mercimek üretimimizin yarıdan fazlası bu bölgeden karşılanır (kırmızı mercimek). Üretimde ikinci bölgemiz İç Anadolu Bölgesidir(yeşil mercimek).
 
FASULYE
Yurdumuzda sulama imkanı olan her yerde tarımı yapılabilir. Üretimde en büyük paya sahip bölgemiz İç Anadoludur.

SANAYİ BİTKİLERİ
 
TÜTÜN
Kıraç arazilerde yetişebilir. İlk yetişme döneminde su ister. Daha sonra mutlaka kuraklık olmalı. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Ancak kaliteli tütün yetiştirilmesi amacıyla ekim alanları devlet tarafından sınırlandırılmıştır.
Üretimde 1. Ege Bölgesidir ( Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli ve Uşak çevresi).
2. G.Doğu Anadolu Bölgesi
3.Karadeniz Bölgesidir.
 
ŞEKER PANCARI 
Yurdumuzda tarımı 1925 yılında Uşak’ta başlamıştır (ilk fabrika Uşak’ta 1926 yılında kuruldu). Bugün fabrikaların kurulduğu her yerde tarımı yapılmaktadır. Belirli iklim ve toprak isteği yoktur. Sulama imkanı olan her yerde tarımı yapılabilir. Üretimde 1. İç Anadolu Bölgesidir.  
**Ş.pancarı tarladan söküldükten sonra  kısa bir süre sonra işlenmesi gerektiğinden  tarımı fabrikalar çevresinde yapılır. Ayrıca pancar küspesi hayvan yemi olarak kullanıldığı için buralarda besi hayvancılığı da gelişmiştir.
***Kıyı bölgelerimizde tarımı yapılmaz. Sebebi buralarda daha fazla gelir getiren ürünlere öncelik verilmesidir.
 
PAMUK
Alüvyal toprakları sever. Ayrıca yüksek sıcaklığa ihtiyaç duyar. Yetişme döneminde bol su, hasat döneminde kuraklık gerekir. Üretimde 1.Güneydoğu Anadolu Bölgesir(En fazla Ş.Urfa Çevresi). Gap ile birlikte tarımı hızla gelişmektedir. 2.Ege Bölgesi (kıyıdaki bütün çöküntü ovalarında),
3.Akdeniz Bölgesi (başta Adana olmak üzere Hatay, İçel, Antalya Çevresi),
    Ayrıca   Marmara Bölgesinde Balıkesir, Bursa ve Çanakkale çevresi ile  Doğu Anadolu Bölgesinde etrafı dağlarla çevrili çukur alanlarda tarımı yapılır(Elazığ ve Iğdır çevresi).
ÇAY
Tropikal iklim bitkisidir. Bol ve düzenli yağış ister. Bulutlu gün sayısı fazla olmalıdır. Kışlar ılık geçmelidir. Yurdumuzda en iyi yetişme şartlarını Doğu Karadeniz Bölümünde bulmuştur. Bugün Rize başta olmak üzere Ordu’dan Gürcistan sınırına kadar olan kıyı kesimde tarımı yapılmaktadır. Yurdumuzda çay tarımı Cumhuriyetin ilanından sonra başlamıştır (1924). Çay tarımının tamamı Karadeniz bölgesindedir.
 
HAŞHAŞ
Doğu Karadeniz kıyıları hariç bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Ancak uyuşturucu elde edildiği için üretimi devlet kontrolündedir. Bugün başta Afyon olmak üzere Kütahya, Uşak, Denizli, Burdur, Isparta, Konya çevresinde tarımı yapılır. Gıda sanayisinde ve tıpta narkoz yapımında kullanılır.
Son yıllarda tütün bitkisine altarnatif bitki olsun diye Manisa'nın kırsal kesimlerinde (Gördes, Demirci, Kula ,Selendi gibi) haşhaş tarımına müsade edilimiştir.
KETEN KENEVİR
Lifleri dokuma sanayisinde , ip ve halat yapımında kullanılır. Yurdumuz üretiminin tamamına yakını Karadeniz Bölgesinden karşılanır. Başta Kastamonu olmak üzere Samsun ,Amasya ve Çorum çevresinde tarımı yapılır. Ege Bölgesinde ise kütahya çevresinde tarımı yapılmaktadır.Kenevirden uyuşturucu elde edildiğinden üretimi devlet kontrolündedir.
 
YAĞ BİTKİLERİ
 
AYÇİÇEĞİ
İlk yetişme döneminde su , hasat döneminde kuraklık ister. Bundan dolayı Doğu Karadeniz kıyıları hariç bütün bölgelerimizde sulama ile tarımı yapılır. Üretimde 1. Marmara Bölgesi (Ergene Bölümü).  2. Karadeniz Bölgesi (Orta Karadeniz)  3. İç Anadolu Bölgesi’dir.
 
***Son yıllarda Akdeniz ve Ege Bölgelerinde  tarımı hızla gelişme göstermektedir. Sebebi pamuk bitkisine  göre daha az masraflı olmasıdır.
ZEYTİN
Akdeniz iklim bitkisidir. Ancak Akdeniz Bölgesinde tarımı fazla gelişmemiştir. Daha fazla gelir getiren ürünlere öncelik tanınmasından dolayı. Bugün üretimde 1. Ege Bölgesi (Kıyı Ege Bölümündeki ova ve kenarlarında- Manisa, Aydın, İzmir, Muğla , Denizli çevresi).   2. Marmara Bölgesi-Güney Marmara kıyıları (en kaliteli sofralık zeytin bu bölgeden Gemlik çevresinden elde edilir).  3.  Akdeniz Bölgesi (Antalya çevresi en fazla).
Ayrıca   Doğu Karadeniz’de Çoruh vadi oluğunda (Artvin) ve G:Doğu Anadolu Bölgesi’nde G.Antep çevresinde tarımı yapılır.
Zeytinin devirli üretim özelliğinden dolayı; üretim bir yıl fazla , bir yıl azdır.
Dünya zeytin üretiminde İtalya , İspanya ve Yunanistan'dan sonra 4. sıradayız.
SOYA FASULYESİ

Önceleri  daha çok Doğu Karadeniz’de Ordu-Giresun çevresinde tarımı yapılırdı. 1982 yılından sonra yağ sanayisinde kullanılmaya başlanılınca tarımı Akdeniz Bölgesinde hızla gelişmiştir. Kısa sürede geliştiği için bölgede ikinci ürün olarak yetiştirilir. Adana başta olmak üzere İçel, Hatay çevresinde tarımı gelişmiştir. Türkiye üretiminin % 92 ‘sini Akdeniz Bölgesi karşılar.

YER FISTIĞI 
Akdeniz iklim şartlarında iyi yetişmektedir. En fazla tarımı bu bölgede Adana çevresinde gelişmiştir(%91). Ayrıca G.Doğu Anadolu Bölgesinin batısında, Ege Bölgesi’nde Muğla Manisa ve Aydın çevresi, G. Marmara Bölümü’nde Balıkesir, Çanakkale çevresinde tarımı yapılır. Çerez olarak tüketildiği gibi yağ da elde edilir. 
SUSAM
Sıcak iklim bitkisidir. Yurdumuzda başta G.Doğu Anadolu  Bölgesi olmak üzere Akdeniz ve Ege   Bölgelerinde tarımı yapılır. Yağ elde edilir. Ayrıca helva yapımında kullanılır.

MEYVECİLİK
 
Üzüm
Kışın –4oºC ye kadar dayanabilir. Bundan dolayı meyveler içinde yetişme alanı en geniş olanıdır. Üzüm üretiminde başta Ege Bölgesi (Manisa, İzmir, Denizli ) gelir. 2. G.Doğu Anadolu Bölgesidir. 3. İç Anadolu Bölgesidir. 
Dünya kuru üzüm üretimde birinciyiz ve ihracat yapmaktayız.
ELMA
Üzümden sonra yetişme alanı en geniş olan meyvedir. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Niğde, Nevşehir, Amasya, Tokat, Kastamonu, Bursa, Burdur, Isparta, Antalya önemli elma üretim merkezlerimizdir.
İNCİR
Akdeniz iklim bitkisidir. Kış ılıklığı ister ve yaz kuraklığı ister. En fazla tarımı Ege Bölgesi’nde gelişmiştir (Başta Aydın gelir.) Üretimin %80 i bu bölgeden karşılanır. Ayrıca Akdeniz Bölgesi,      G. Marmara ve G.Doğu Anadolu Bölgesinin batısı ile Karadeniz kıyılarında (Doğu Karadeniz kıyıları hariç) tarımı yapılabilir. Türkiye Dünya kuru incir üretiminde ilk sırada yer alır ve önemli ihracat  ürünümüzdür.
FINDIK 
Anavatanı Türkiye’dir. En iyi yetişme şartları Karadeniz iklim bölgesidir. Yurdumuz üretiminin %90 ‘ını Karadeniz bölgesi karşılar. En fazla Ordu- Giresun olmak üzere Karadeniz kıyılarında tarımı yapılmaktadır. Ayrıca Marmara Bölgesinde Sakarya çevresinde tarımı yapılır. 
Türkiye dünya fındık üretiminde ve ihracatında ilk sırada yer alır (%60-70).
ANTEP FISTIĞI
En iyi yetişme şartlarını G.Doğu Anadolu  Bölgesinde bulmuştur    (% 90). Başta  Ş.Urfa ve G.Antep gelir. Ayrıca Akdeniz ve Ege Bölgelerinde çitlembik ağaçlarının aşılanması ile  de tarımı yapılabilmektedir. Önemli ihracat ürünümüzdür.
TURUNÇGİLLER (Narenciye) (Portakal , mandalina, limon , greyfurt  ve turunç)
Tropikal iklim bitkisidir. Yurdumuzda tarımı en fazla Akdeniz Bölgesinde gelişmiştir (%88) Antalya başta olmak üzere bütün Akdeniz kıyılarında tarımı yapılabilmektedir. Ayrıca  Ege Bölgesinde İzmir’e kadar olan güney kıyılarında, G.Marmara Bölümünün soğuktan korunmuş kıyılarında, Doğu Karadeniz Bölümünde Rize çevresinde ve G.Doğu Anadolu Bölgesinin batısında tarımı  yapılmaktadır.
*** Ege Bölgesinde kıyıdan 200 km içerilere kadar tarımı yapılabilmektedir. Sebebi bölgede dağların kıyıya dik uzanması sonucu deniz etkisinin iç kesimlere kadar sokulabilmesidir.
*** Doğu Karadeniz Bölümünde yetiştirilebilmesi kış ılıklığı ile ilgilidir.
MUZ
Tropikal iklim bitkisidir. Yurdumuzda Akdeniz Kıyılarında tarımı yapılabilmektedir. Bugün tarımı daha çok Alanya – Anamur arasında gelişmiştir.
KAYISI
Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. En fazla tarımı D.Anadolu Bölgesi’nde Malatya-Elazığ çevresinde gelişmiştir.
BADEM 
Kıraç arazilerde yetişebilmektedir. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilmektedir.  En fazla İç Anadolu Bölgesinde Niğde –Nevşehir çevresinde gelişmiştir.

SEBZECİLİK
Sebzeler çok fazla su isterler. Yurdumuzda sebze yetiştiriciliği en fazla Akdeniz Bölgesinde gelişmiştir. Bu bölgeyi Ege ve Marmara Bölgeleri takip eder. En az geliştiği bölgemiz D.Anadolu bölgesidir. Sebebi yaz mevsiminin çok kısa sürmesidir. Ayrıca İç Anadolu Bölgesinde de sulama yetersizliğinden dolayı sebze tarımı gelişmemiştir.
*** Sebze tarımı seracılık faaliyetleri ile Akdeniz ve Ege Bölgelerinde bütün yıl yapılabilmektedir. Seracılığın buralarda gelişme sebepleri; kışların ılık geçmesi ve güneşli gün sayısının fazla olmasıdır. 

YUMRULU BİTKİLER
 
PATATES
Alüvyal ve kumlu topraklarda iyi yetişir. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. En fazla tarımı İç Anadolu Bölgesinde gelişmiştir ( Nevşehir). Ayrıca Ödemiş-İzmir, Sakarya, Trabzon, Erzurum diğer önemli patates üretim merkezlerimizdir.
 
SOĞAN-SARMISAK
Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Bursa –Karacabey önemli soğan üretim merkezi iken Kastamonu da sarmısakta önemli merkezimizdir.
Soğan-sarmısak tarımı bütün bölgelerimizde yapılabilir.  
İTHAL ETTİĞİMİZ TARIM ÜRÜNLERİ:
Pirinç, kahve , kakao, muz, kivi, ananas, hindistan cevizi, hurmadır.
ÖNEMLİ İHRACAT ÜRÜNLERİMİZ: Fındık, Antep fıstığı, pamuk , tütün, K.Üzüm, K.İncir, K.Kayısı, haşhaş gibi.